30 Ağustos 2010 Pazartesi

Fenerbahçe 4 - Manisaspor 2


Fenerbahçe Perşembe gecesi 120 dk. sonunda PAOK'a kaybedilen turun ardından taraftarın olmadığı son cezalı iç saha maçında Manisaspor'a karşı galip gelmek zorundaydı. psikolojik olarak yıkıcı bir sürecin içinden geçildiği aşikar. bu sezon 2002-2003 sezonundan bu yana arada katılamadığımız bir Avrupa kupaları sezonu dışında en erken veda edilen sezon olarak kayıtlara geçti.

elde kalan en önemli hedef her zaman olduğu gibi lig şampiyonluğu ve bunun için kazanmaya başlamak şart. Kadıköy'deki son cezalı maç olan Manisaspor maçına çıkan ilk 11'de Aykut hocanın dikkat çeken tercihleri vardı. sezona bariz formsuz giren Andre Santos 6 yabancı kuralı ve aslında formsuzluk sebebiyle yerini Caner'e bırakmış, sakatlığı bulunan Gökhan Gönül'ün yerinde ise herkesin Bekir oynar standart refleksini yanıltan A2 takımından yükselen 18 yaşındaki Okan vardı. Aykut hocanın bu tercihleri dışında son PAOK maçına çıkılan düzen ve oyuncular aynıydı.

maçın ilk yarısında çok fazla gol pozisyonunun olmadığını söyleyebilirim. Emre'nin sağ kanada uzun top attığı ve Okan'ın bu uzun topa durdurmadan yaptığı ortaya Alex'in kalecinin hatasını affetmediği vuruş için söylenecek bir detay: Alex'in hücumcu orta saha mı yoksa forvet mi sorusuna aslında ikisinin arasında oyunu ortadan yönlendiren ancak fırsat kollayıcı bir forvet tipi olduğunu söylemek gerek. attığı gol buna süper bir örnekti.

maçın 2. yarısına golle başlayan Manisaspor attığı golün ardından da etkili pozisyonlara girdi ancak kalede şansını iyi kullanan ve giderek güven veren Mert'i geçemedi. Manisaspor'un golünde Isaac'e kafayı vurduran Lugano duran toptan attığı golle Fenerbahçe'yi tekrar öne geçirdi. burada bana göre önemli bir detay Niang'ın ceza sahasına yakın çevrede takıma belirgin duran top kazandırdığı. topu aldıktan sonra dönüşlerde veya topla dripling halinde bir şekilde rakip savunma kendisine faul yapıyor. nitekim 2. golün duran top faulünü de Niang böyle aldı. ve ardından da peşpeşe 2 golle Fenerbahçe kariyerindeki ilk golleri atmayı başardı. attığı ilk gol gayet şık bir kafa vuruşu. bu kafaya ortayı yapanın da Okan olduğunu söylemek, ortanın da adrese olduğunu vurgulamak gerek. ardından Caner'in assistindeki soğuk kanlı vuruşu da güzeldi. son sezonlarda Fenerbahçe'nin belki de en sıkıntı duyduğu tek forvet pozisyonu için uygun bir isim Niang (Marsilya'da oynadıkları 4-3-3 düzeninden buna alışık) ve önümüzdeki dönem adaptasyon ile daha da efektif olacaktır.

Okan için bir paragraf açmak gerek. Fenerbahçe'nin kamuoyundaki algısı genç yetenekleri harcamak, başka klüpte parlamış yetenekleri köreltmek üzerinedir maalesef. Okan altyapıdan yetişip A takıma kazandırılmış ve dün gece itibariyle uzun yola çıkmış bir genç yetenek. hani Gökhan Gönül'e bişey olursa yerine kimi koyarız sorusunun cevabı için oldukça umut dolu bir cevap. Aykut hocanın vurgu yaptığı "bize aç oyuncu lazım" önemli cümlesinin en aç oyuncularından Okan. dünkü performansı ile hepimizin yüzünü güldürdü. yolunun Fenerbahçe'de uzun olması, başarılarının artması en büyük dileğim. maç sonunda Aykut hocanın şu sözleri de kendisini neden bu kadar sevdiğimin bir detayı aslında: "Şimdi el birliği ile Okan'ın ne şahane şeyler yaptığını söyleyeceğiz. Ondan sonra Okan'ı aşağı çekmek için her şeyi yapacağız. Okan'ın yolu açık olsun, çok sevindim. Okan'ı oynatma kararını verirken Gökhan Gönül'ün yokluğunda kurguyu bozmayalım, oranın bir oyuncusu devam etsin, hataları bizim sevapları onun olsun."

Fenerbahçe için bu maçı kazanmak şarttı ve şimdi milli maç arası. ardından zorlu Kayserispor deplasmanı ve Kadıköy'de Beşiktaş derbisi.

ve belki 1 Eylül tarihi dolmadan savunmaya bir takviye..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder