28 Ekim 2011 Cuma

Kara Deryalar Yine Aydınlandı


Maçın öncesindeki deplasman tribününe taraftar alınmayacak / kararı doğru bulmuyorum / bizim öyle bir kararımız yok / Fenerbahçe taraftarı maça giremez / ee pardon Fenerbahçe taraftarı maça gelebilir gibi çeşitli kurum ve kişilere ait beyanlar skandallar ülkesi Türkiye'nin yeni bir skandala sahip olduğunu belgeliyordu.

Arka planda dönen kurnazca fikirler en nihayetinde Fenerbahçe taraftarının İnönü'ye gelmesi ile son buldu. Daha doğrusu biz öyle sandık; hırslanıp geldiğimiz İnönü'nün eski açığında arkadaşlarımızla buluştuğumuzda klasik İnönü girişi olan standart eziyeti yaşayacağımızı, merdivenlerin başında-ortasında-sonunda itiş kakış santradan önce içeri gireceğimizi düşünüyorduk. Fakat öyle değilmiş, yaklaşık 2 saat süresince tabiri yerindeyse telef olduk!

Beşiktaş Jimnastik Kulübü ve Polis müthiş bir rezalete daha imza atıp 2 saat boyunca ne turnikelerini dönebilir hale getirdiler ne bir düzen sağladılar. Ellerinde bileti olan Fenerbahçe taraftarının maç başladığında tribünde olmamasının sorumluları oldular. Belki de işlerine gelmedi, bu şekliyle taraftarın ezilmesine, kan-ter içinde boğulmasına, bakın efendim yasak koymayınca böyle şeyler oluyor demek için bahane oluşmasına bakıyorlardı.

Sonrası ise tribün tarihine geçti. Hani derler ya tarih bunu yazar, işte tarih Fenerbahçe taraftarının hatırı sayılır bir kısmının Beşiktaş Jimnastik Kulübü müzesinin içinden geçerek İnönü'ye girişini yazar. Buna sebep olan sizler de öyle aval aval bakarsınız!

Maça gelince, bilirsiniz Beşiktaşlıya ölmeden önce son arzusunu sorsalar Fenerbahçe'yi yenmek diyecektir. Biz tribüne girme mücadelesi verirken Simao'nun golüyle 1-0 öne geçmişler. Beşiktaş kalesine attığı golün haddi hesabı olmayan yüreğine kurban olduğum Alex 60'ta tabelayı 1-1 yaptı. Almeida'nın 72'deki kafa golü ile yeniden öne geçtiler.

O arzuya çok ama çok yaklaşmışlardı ki Cristian 88'de tsubasa gibi çaktı! Hevesler kursakta kaldı, bayraklar sandıklara geri döndü!

kara deryalar bir kez daha aydınlandı!

24 Ekim 2011 Pazartesi

Sözüm Yok!


Fenerbahçe ligin 7. haftasında Kadıköy'de Samsunspor ile karşılaştı. Maç başladığı gibi 0-0 bitti, böylece Fenerbahçe bu sezon 2. kez puan kaybetti. Halen lider.

Bu sezon teknik-taktik konuşmuyorum, konuşmak isteyeni yorum kısmına alabilirim lakin tavsiye etmiyorum.

Alex'in yukarıdaki fotoğrafta vurduğu gibi topa vursam, içimdekileri döksem? Yok onu da yapamıyorum.

İnsanlar ölmeye devam ediyor,
cansız bedenleri üzerinden yapılan yorumlara bakıp yaşadığım dünyaya isyan ediyorum.

Sözüm yok dedim,
Sözüm yok!

18 Ekim 2011 Salı

48 Metre!


Fenerbahçe bu kez 48 metreden gol attı!

Tezlerini daha önce görülmemiş şeyler üzerine kuran ve daha önce görülmeyen şeylerin sadece şike ile gerçekleştiğini düşünenler için yine pek görülmemiş bir gol! Şimdi ne olacak bilemiyorum?

Özer, Mersin İdman Yurdu kalesine 48 metre mesafeden öyle bir gol attı ki, o gol öyle böyle bir gol değil ve sadece kağıt üstünde Mersin İdman Yurdu filelerine girdi, oysa...!

Temizlenen ligde 6 hafta geride kalırken Fenerbahçe inanılmaz performansına kaybettiği önemli yabancıları ve hiç bir arada oynatamadığı önemli yerli oyuncularının boşluğunu hırsı ile kapatıp, yoluna devam ediyor. Geride kalan 6 haftada 5 galibiyet - 1 beraberlik performansı için biz susalım, siz konuşun!

Fakat pardon, bu kez de şöyle diyorsunuz değil mi? Fenerbahçe küme düşmeliydi, bu ligde olmamalıydı, olmaması gereken bir ligde devam ediyor vs.

Siz de gayet iyi biliyorsunuz Fenerbahçe 18 puanın 16'sı yerine 6'sını alsaydı mesela, bu kez de şike yapamayınca böyle oluyor, gördünüz mü işte olması gereken bu, hakkımız yendi! vs.

Ne zor işler değil mi?

3 Ekim 2011 Pazartesi

Fenerbahçe'yi Görmek

1 Ekim 2011 tarihinde Kadıköy'de oynanan Fenerbahçe - İBB maçından..

Fenerbahçe'yi görebilen gözlerimizden yaşların akmasına sebep oluyor.

Fenerbahçe'yi görmeden sevebilmek, yanında olabilmek ve ona sesini duyurabilmek..


2 Ekim 2011 Pazar

Saymaya Devam Ediyoruz


Fenerbahçe kadın, erkek tüm taraftarının bu sezon ilk kez tribünden hep birlikte destek verdiği 5. hafta karşılaşmasında İBB'yi 4-2 ile devirerek geçen sezonun ortasından beri yakaladığı olağanüstü seriyi devam ettirdi.

Geçen sezon şampiyonluk ile taçlanan 18 maçta 17 galibiyet performansına daha önce görülmemiş birşey diye itiraz edenler Fenerbahçe'nin onur mücadelesi verdiği yeni sezonda bu istatistik 23 maçta 21 galibiyet olunca ne yapacaklarını şaşırmış olmalılar?

Fenerbahçe ise kazandığı her maçın ardından Türk futbolunu 2011'de temizlemeye karar verenlerin yüzüne daha sert ama gururla bakıyor; kendini hak yemeden, sırtını başka birilerine dayamadan mücadele ettiğini sananlara ise gerçek dünyanın öyle olmadığını göstermeye devam ediyor.

Ben bu sezon sahada oynanan oyunu, tekniği, taktiği tartışmam ama Fenerbahçeli futbolcuların sahadaki mücadelesini buraya taşırım.

Fenerbahçe'nin sahadaki mücadelesi kazanırken de kaybederken de sürecek.

Biz saymaya devam ediyoruz, siz sakince izleyin..