28 Ağustos 2011 Pazar

İşkence Organizasyonu!


3 Temmuz tarihinden beri işkence yapma peşindesiniz! Sizinkisi şike soruşturması falan değil alenen işkence, hem de çok büyük bir kitleye, Fenerbahçe'yi çok sevenlere, günlerdir, her yolu deneyerek! Fakat bu işkencelerinize boyun eğmeyen, direnen Fenerbahçe taraftarı karşınızda dimdik ayakta!

Bir operasyon başlatıyorsunuz ve bunu Türk futbolunu temizlemek adına yaptığınızı iddia ediyorsunuz! Elinizdeki kanıtlarla suçüstü yapmıyor, ligin tescil edilmesini ve hatta ardından genel seçimlerin sonuçlanmasını bekliyorsunuz! Pardon, atlamayayım, 29 Haziran'daki TFF başkanlık seçimini de bekliyorsunuz ve başkanlığa şu sıralar piyonunuz olduğunu gayet iyi anladığımız Mehmet Ali Aydınlar'ı apar topar seçiyorsunuz! Seçim sürecinde Aydınlar'ın nasıl tek aday haline getirildiğine ve kimlerin kendisini desteklediğine girmiyorum, hatırlıyorsunuzdur. Ardından bütün bunlar hallolduktan sonra 3 Temmuz Pazar sabahı düğmeye basıyorsunuz!

Operasyonun ana "suçlu" karakteri Fenerbahçe. Birkaç gün sonra yalandan Beşiktaş ve Trabzonspor kulüpleri de bu operasyona "şüpheli" olarak katılmış süsü veriliyor ki sadece Fenerbahçe'ye odaklanılmıyor, bakın herkesi temizliyoruz diyorsunuz. Hatta o kadar ki operasyon her geçen gün emniyetin ve medyanın empozesiyle sertleşirken 1 ay sonra yalandan Galatasaray'ın 2006 Mayıs'ındaki teşvik primini de araştırıyoruz havası katıyorsunuz. Oyunu o kadar güzel oynuyorsunuz ki Aydınlar'ın gerekirse Galatasaray'ın şampiyonluğunu alırız demeciyle Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı hep bir ağızdan bak Fenerbahçeli "Fenerasyon" başkanı diye hiddetleniyorlar! Şimdilerde insanların ne oldu bu Galatasaray olayı dediğini duyuyor musunuz? Hafıza!

Fenerbahçe taraftarı yargılama sürecindeki - aslında daha mahkeme bile başlamadan - kamuoyuna emniyet desteği ve medya gücü ile dayatılan bu insanlar şüpheli değil suçludur organizasyonuna uyanık kalıyor ve süreç boyunca direnmeye and içiyor fakat bu kör kütük Aziz Yıldırım savunması ve şikeyi sahiplenme olarak algılanırken kazandığı Türkiye Kupası'nı aklanana kadar sözlü! olarak iade eden (kupanın nerede olduğunu bilen varsa lütfen bildirsin) ve taraftarı tarafından aklanında gelin söylemini sunan Beşiktaş ahlaklı duruş sergileyen olarak algılanıyordu! Oysa ki şike yapmış olsun veya yapmamış olsun; hem Beşiktaş hem de Trabzonspor bu operasyonun yalandan belirlenmiş figüranları, dikkati dağıtma amaçlı karakterleriydi. Şike bulunacaksa Fenerbahçe'de bulunacak ve Türk Futbolu temizlenecekti!

Fakat, süreç harika işliyor, arada Aziz Yıldırım ile ilgili ne kadar şikayet edebilecek adam varsa ifadeye çağırılıyor, dosya güçlendiriliyor! Emenike'nin para sayarken görüntüsü, Fenerium torbasında taşınan şike paraları yerlerini başka güçlü delillere bırakıyor ve Federasyon halka bu kadar güçlü deliller sunulurken! ve yargısız infazın kitabı yeniden yazılırken Süper Lig'i aynen başlatacağını ve mahkeme sürecini bekleyeceğini duyuruyordu. Futbol Federasyonu bu açıklamayı yaptığında tarih 15 Ağustos'u gösteriyordu ve 25 Ağustos'ta yapılacak olan Şampiyonlar Ligi grup kuralarına 10 gün süre vardı. Bu süreçte araya play-off sistemini dayattıklarını ve daha fazla dekoder alınmasını talep ettiklerini eklemek gerek! Bunlar hep masum girişimler!


İşkencenin şiddetinin arttığı anlara geldik. Tarih 22 Ağustos 2011, UEFA Başmüfettişi Pierre Cornu İstanbul'a gelip TFF yetkilileri ve soruşturmayı yürüten Savcı Mehmet Berk ile görüşüp süreç hakkında bilgi alıyor (daha sonra kimlerden sadece kim için bilgi aldığını anlayacağız!). Tarih 24 Ağustos 2011, TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar ve yanındaki heyet Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü ziyaret ediyor. Ziyaretinizin sebebi nedir diye soruyorlar ve gelen cevap: seçildikten sonra bir türlü fırsat bulamadık, ancak şimdi! Bu masum ve gecikmiş ziyaretin ardından akşam 18.30 civarında, kura çekimine 24 saat kala Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'ne katılmaktan men ediyorsunuz! Kararın geçen gün bilgilendirilen UEFA'nın telkini ile TFF tarafından verildiğini öğreniyoruz. İşkenceyi yapmak niyetinde olanlar utanmıyorlar, diyorlar ki benim ligimde oynayabilirsin çünkü bana para kazandırıyorsun ancak Avrupa'da oynayamazsın! Bitmiyor birkaç saat sonra yukarıda vurgulamaya çalıştığım bu operasyona yalandan katılmış, şüpheli gibi gösterilen Trabzonspor, Fenerbahçe'nin yerine Şampiyonlar Ligi kurasına ekleniyor! Nasıl ama, müthiş değil mi?

TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar'a bir TV programında soruyorlar, diyorlar ki aynı soruşturmada şüpheli olan Beşiktaş yoluna Avrupa Ligi'nde devam ediyor, cevap: Beşiktaş şike soruşturmasına konu olan Türkiye Kupasını iade etti (tekrarlıyorum, kupa şu anda nerede?) ve UEFA bunu iyi niyet olarak algıladı! Diyorum ya işkence yapmak için and içmişler. Dayanın, direnin! Fakat bitmiyor, soruşturmada yalandan yurtdışı yasağı konan ve tutuksuz yargılanan Trabzonspor Başkanı Sadri Şener'in bu yurtdışı çıkış yasağı hemen ertesi gün kaldırılıyor! Sabredin!

Yazı uzadıkça canım sıkılıyor, belki anlatmak istediğinden sapıyor ama madem bu yazı tarihe not düşecek arada Galatasaray camiasının uzun kollarının UEFA'ya bakın burada şikeciler var ve küme düşmüyorlar ispiyonlamasını yazmak gerek. Blog'ta bir önceki yazı Fenerbahçe'yi sahada devirmeyi deneyin idi ama orada pek olmuyor bari Fransızcamızı kullanalım, boşa gitmesin demiş olabilirler.

Toparlamaya çalışırsak, Fenerbahçe bu son organize karar sonrası, taraftarından, futbolcusundan, teknik heyeti ve yönetimine dek bu ligde oynamayı reddeti ve küme düşme talebinde bulundu. Dedik ki madem bizi Şampiyonlar Ligi'ne katılamayacak kadar suçlu görüyorsunuz, o halde küme düşürün! Madem cezamız belli, onu çekelim! Ama yok olur mu hiç, TFF talebi reddetti ve lig aynen planlandığı gibi başlayacak dedi. Fenerbahçe sezona başlayacak, ve belki şampiyon olacak ama bu şampiyon olduğu sezon suçluluğu ispat edilirse boşa gidecek, sonra küme düşmesi gerekirse düşecek! İşkence son sürat!

Bütün bunlara, oynanan oyunlara ve kurulan tezgahlara direnmek, dayanmak, sabretmek, ayakta kalabilmek ve sağlıklı düşünebilmek çok zor ama hala ayaktayız ve direnmeye devam ediyoruz!

Bu işkencenin sonunu nasıl planladılar bilemiyorum ama kundaktaki bebesinden, şu anda hastanede tedavi olan Lefter'e kadar tüm Fenerbahçelileri tahmin edemeyecekleri kadar kenetlediler!

Fenerbahçe'nin halk olduğunu, halkın takımı olduğunu ya unuttular ya da görmezden geldiler.

Bekleyin, henüz göremediyseniz de göreceksiniz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder