7 Şubat 2011 Pazartesi

Manisa'dan Mesaj Var!


Blog yazmak meşakkatli iş gerçekten. Sıcağı sıcağına yazmak isterken bunu bazen yapamamak pek olmasını istediğim birşey değil ama hayat koşturmaca ile devam etmekte ve herşeyi aynı anda yapmak mümkün değil. Neyse bu geç yazma konusunda duyduğum sıkıntıya vurgu yaptıktan sonra h.sonuna dair, Fenerbahçe ve futbol üzerine notları düşmek isterim.

Fener Manisa deplasmanında kazanalı neredeyse 48 saat olacak ve artık bununla ilgili onlarca yazı okumuşsunuzdur hatta rakiplerin puan kayıpları vs. derken ligdeki tablonun yepyeni görüntüsü üzerine de kendi lehine aleyhinden daha fazla hata yapılanların utanma duygusundan yoksun düzenledikleri basın toplantıları üzerine de.

Benim h.sonuna dair gördüğüm Fenerbahçe'nin sezonun 2. yarısında yakaladığı iyi serinin rakiplerde yarattığı tedirginlik. Bu kiminin oyununa kiminin konuşmalarına etki yapıyor. Trabzon'un elleri ayaklarına dolanmış vaziyette ve devre arasında lehlerine olan hatırı sayılır puan farkının bu kadar kısa sürede erimesine engel olamamaları ve buna çözüm üretememeleri eleştirilerin yönünü psikolojilerini iyi idare edemedikleri konusuna çevirmekte.

Bursa ise kimsenin etki etmediği apayrı ve özel bir alandaymışcasına gerilimden ve polemiklerden uzak bir ortamda, adeta sessiz-sakin maçlarını kazanarak psikolojik faktörlerin daha şimdiden çok zorlandığı lig yarışında avantajlarını kullanmaktalar. Skoru lehlerine çevirmekte zorlandıkları Sivas maçında da bitime çok az bir süre kala attıkları golle kritik bir galibiyet aldılar ama dediğim gibi insanların gözlerinin üzerlerinde fazla olmamasının avantajı çok net. Polemiklerin yönü onlara doğru değil ve bundan yararlanmaktalar.

Fenerbahçe ise Trabzon galibiyetinin ardından hep problem yaşadığı Manisa'da, birçok insanın puan kaybını muhtemel gördüğü yerde, formda Manisa'yı yenerek önemli bir mesaj verdi. Yıllardır futbol takip eden bizler biliriz ki bazı maçlar vardır şampiyonluk için mesaj veren türden, kazandığınız zaman rakiplerin rahatsız olduğu maçlardır onlar. İşte Fenerbahçe'nin Manisa'daki galibiyeti bu mesajı fazlasıyla içermekteydi. Hatta önemli detaylarla birlikte. Mesela Fenerbahçe maçların 60. dk.sından sonra oyundan düşüyor eleştirilerini çok duyduk bu sezon içerisinde. Manisa'da 1-0 geriye düşüldüğünde dk. 54'tü ve Fenerbahçe'nin ayaklanıp skoru terse çevirdiği goller 60. dk.dan sonra geldi.

Puan farkının 3 hafta içerisinde hem de Fenerbahçe'nin zor fikstür serisinden geçerken bu kadar kapanması çok olumlu ancak zor fikstür Kayseri ve İnönü'deki Beşiktaş maçlarıyla devam etmekte. Bu hafta Kayseri maçında alınacak galibiyet Eskişehir'e giden Bursa ve Sivas'a giden Trabzon'un maçlarını da düşünerek önümüzdeki hafta İnönü'de "kazanmak zorunda olmak" baskısını ortadan kaldıracaktır ki o maçın normal bir maç olmayacağı dün Beşiktaş yönetiminin kasıtlı ve pişkin basın toplantısıyla belli oldu.

Fakat şunu açıkça söylemek gerek ki devre arasında kupada kaybedilen Yeni Malatya maçı takıma ciddi bir tokat olmuş ve elde kalan tek hedef olan lig şampiyonluğu için adeta negatif bir ateşleyici!

Ayrıca gayet iyi bir ivme yakalayan Fenerbahçe'nin bir kez daha şampiyonluk yarışından kopmaması da dikkat çekilmesi gereken bir ayrıntı bana göre. Kaybeder veya kazanır onu şimdiden bilemeyiz ama takımın mesajı net: sonuna kadar mücadele!

Kesilmeden devam etmesi dileğiyle..

1 yorum:

  1. Ligin ilk yarısında Trabzonspor diğer şampiyonluk adaylarının yaşadığı sıkıntıların hiçbirini yaşamadı. Geçen sezondan gelen bütünlük içinde taşları yerine oturmuş bir kadro ile ilk yarıyı sorunsuz, sakatsız ve istikrarlı bir şekilde geçtiler. Fenerbahçe sakatlıklardan, Alex-Aykut polemiklerinden, sistem tartışmalarından dolayı ilk yarı bir düzen oturtamadı. Keza son şampiyon Bursa hem CL maçları hem de Volkan Şen krizi gibi olayları az hasarla geçti. Beşiktaş yaşlı kadrosunun sakatlıkları ve devamlılık sorunu ile değişen sisteminin handikaplarını yaşadı. Kayserispor sakatlıklardan forvetsiz kaldı. Galatasaray'ı yazmaya dahi gerek yok. Neler yaşandığı malum. İlk yarı ortam bu kadar karmaşıkken taşları yerinden hiç oynamadan ilerleyen bir Trabzon vardı. Devre arasında daha ilk sorun göstergeleri ile (yabancılarının geç gelmesi, Teofilo olayı, sözleşmesi bitecek kilit oyuncular sorunu...) bir anda hem psikolojik hem de fiziksel olarak düşüşe geçtiler. Ligin geri kalanı ağır bir psikolojik savaş ile geçecek o bu haftadan belli oldu. Bu savaşları vermeye alışık olmamızdan dolayı bu duruma en hazır takım olduğumuzu düşünüyorum. Manisa'dan gelen mesaj sorunlarının büyük kısmından sıyrıldığımızı ve sahada artık daha sağlam duran ayakların olduğunu gösterdi. Bu haftadan itibaren ise psikolojik olarak da sağlam duracağımızın mesajını vermeliyiz. Hem takım hem de taraftar olarak.

    YanıtlaSil