12 Eylül 2010 Pazar

Yazmak Kolay Değil?


Fenerbahçe ligin 4. haftasında çıktığı Kayserispor deplasmanında pek kötü bir oyun sonunda 2-0 kaybetti. keşke bu kadar kısa bir cümle ile durumu özetleme imkanı olsa ama durum görüntü itibariyle ve sırf dün akşamki performansa baktığınız zaman öyle değil.

işlerin Fenerbahçe adına iyi gitmediğini gösteren başka bir cümle kurgulamak gerek ama ben o cümleyi nasıl kuracağımı bilemiyorum. Sezona önce Şampiyonlar Ligi ön elemesi ardından Avrupa Ligi play-off turunda veda ederek giren Fenerbahçe için ligi tadında götürmek seçeneğinden başka birşey yoktu ancak zor fikstürün hep en kötü neticesine mahkum bir durum var. Fenerbahçe çıktığı tüm zor denilen maçları kaybetti tıpkı dün olduğu gibi. burada berabere dahi kalınamaması detayı da önemli nitekim sadece dün akşamki Kayserispor maçında oyun gerçekten 0-0'a sıkışmış ve de öyle bitecek gibi devam ederken bile üzerine soru sormak gereken Selçuğun stopere geçişi ardından 2 peşpeşe gol ile kaybetmek kaybetmenin de kötü versiyonlarından.

Aykut Kocaman'ı insan olarak sevmek, onu Fenerbahçe'nin başında görmek ve ne olursa olsun görevine kısa değil uzun süre devam etmesini istemek konusunda içimden geçenleri söyledim, söylerim veya söyleyeceğim. bu apayrı bir konu, başarıya hızlıca ulaşma endeksli Fenerbahçe camiasında da pek zor bir konu. konu dağılmasın ancak Aykut hocaya Kayserispor deplasmanına giden 19 kişi içinde neden Lugano ve Yobo dışında yedek stoper olmadığını sormam gerek sanırım. kesinlikle cevabını bilmiyorum ama Bekir veya İlhan Eker'den biri ya da ikisinin de sakatlığı yoksa neden kafilede olmadığını öğrenmek gerek. Bilica'nın ikinci (+) kontenjana takılıp giremediği 18 kişilik kadroda yedek kulübesinde hem Semih hem Gökhan Ünal olması anlamsız değil mi? hani Alex ile başlanan tek forvet düzeninde maç içindeki duruma göre çift forvete geçilse bile fazla gereksiz bir forvet yedek opsiyonu.

maçın kaybedilmesini tek bir etkene bağlamayı seven bir bakış açım yoktur ancak Fenerbahçe'ye geldiğinden beri stoper oynamamış defansif orta saha Selçuğun özellikle ilk Kayseri golünde golü atan Santana ile ters yönlere giden pozisyon hatası ardından 2. golde ofsayt hatası dikkati buraya çekiyor. bana göre bu bariz tercih hatası dışında Aykut hocanın maça başlayan ilk 11 tercihinde sorun yok. devre arasında Alex'in çıkması üzerine konuşmak isteyenler de olabilir ama bence bu da çok olası ve belki alışmak gereken bir tercih. Fenerbahçe 2. yarı itibariyle 4-3-3 gibi oynamaya çalıştı ancak ister 4-2-3-1 ister de geçiş yapılmak istenen 4-3-3 sahada biraz iyi oynayan oyuncular ile olur. Fakat oyunun neredeyse tamamında çok kötü performans ortaya koyan oyuncuların da bu performansları Aykut hocanın stopersiz Kayseri'ye gelişi kadar sorgulanmalı. tek tek bu böyle diğeri şöyle dememe gerek yok bence.

Avrupa'ya yıllar sonra çok erken veda edişin ardından ligin ilk 4 haftasında 2 galibiyet - 2 mağlubiyet ve zor denilen her maçın kaybedilmesi. sırada istim üstündeki Beşiktaş ile Kadıköy'de oynanacak derby. ne kadar zor ve problemli bir süreç değil mi? derby'nin klasik anlamı dışında ne kadar çok şöyle olursa böyle olur anlamı yüklenecek bir maç. an itibariyle de ne diyeceğimi pek bilemiyorum. yazının başlığında vurguladığım gibi yazmak kolay değil.

Kolay gelsin herkese..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder