28 Eylül 2010 Salı

Kasımpaşa 2 - Fenerbahçe 6


Fenerbahçe için Ali Sami Yen stadı özelinde farklı anlamı olan maç skor olarak ta farklı bitti. dün akşam Ali Sami Yen stadı'nda - önümüzdeki dönem ekstra bir değişiklik olmadığı taktirde - son maçına çıktı Fenerbahçe. yıllar boyu ezeli rakibi Galatasaray ile şehir içi deplasmanına burada çıkmış Fenerbahçe için stada veda idi Kasımpaşa maçı. ve sanki vedaya uygun şekilde fazlasıyla gol gördü ASY kaleleri. bir de tribünlerin boş koltuklarının bu gollere ağırlıkla şahit olmasına sebep olanlar için buraya yazı yazmak istemiyorum! aşağı yukarı tahmin edilebilir..

maç öncesine dönüp bakarsak, 6. haftanın kapanış maçında şampiyonluk için yarışılan rakiplerin aldığı sonuçlar ve puan tablosunda oluşan durum bu maçı kazanmanın mecburiyetten daha fazlasına işaret ederken artık bir galibiyet serisine de başlamanın gerekliliğini ciddi anlamda hissettiriyordu. Fenerbahçe sert fikstürün kağıt üstünde biraz yumuşadığı bir 3 haftalık döneme girdi diyebiliriz. Kasımpaşa maçı ardından Kadıköy'de Gençlerbirliği ve ardından Konya deplasmanı ile bir seri yakalamak ve bunun sonucunda özgüven kazanmak, düzeltemediğimiz o psikolojiyi iyileştirmek adına çok önemli. bu serinin ardından da Kadıköy'de Galatasaray ve ardından Bursa deplasmanı var zaten.

ben kendi adıma Kasımpaşa'nın ligin dibine demir atmış durumda olması, Yılmaz Vural'ın Fenerbahçe maçlarındaki performansı ve takımın geride kalan sürede aldığı skorlar nedeniyle problemli bir süreçten geçmesini göz önünde bulundurarak bu maça temkinli bakmıştım. maçın hemen başında gelen Kasımpaşa golü ile "bu gole rağmen en ufak endişe duymadım" diyenlerden değildim o saniyelerde. bu yenilen golün üzerinden çok geçmeden Ersen Martin'in yaptırdığı anlamsız penaltı ile kendimize geldik. yenilen gole erken cevap her zaman iyidir. ve üstüne çok geçmeden Emre'nin şık golü ve Niang'ın fırsatçılığı ile maç bir anda rahatladı derken hemen 1 dk. sonra Kasımpaşa bir gol daha buldu. bence burada biraz durmak ve Fenerbahçe'nin çok kolay gol yediğine sıkı vurgu yapmak gerek. dün akşam Fenerbahçe savunması Bilica başta olmak üzere Lugano ile birlikte rakibin içeri sızması karşısında hiç birşey yapamadılar ve Fenerbahçe ligde geride kalan 6 haftada 10 gol yemiş durumda. neredeyse maç başına 2'ye yakın bir ortalama ve savunmanın daha sıkı hale gelmesi önümüzdeki haftaların en elzem konusu durumunda.

savunma sıkıntısı dünkü Kasımpaşa maçı özelinde öyle sinyal verdi ki maçın 2. yarısının başında Aykut Kocaman gollerde bariz hatası olan Bilica ve sezon başından beri form tutamayan Andre Santos'u kenara çekip yerlerine Yobo ve Caner'i oyuna sürdü. belki Yobo ilk 11'de maça başlayabilirdi ancak sebebi sakatlıktan yeni çıkması ve Bilica'yı psikolojik olarak bozmamak olabilir (Beşiktaş maçında Yobo yoktu oynadın, geri geldi hemen kesik yedin psikolojisi) ama oynayacak durumda yedekler arasında Yobo varsa Aykut hoca onunla başlayabilirdi diye düşünüyorum. tabi ki Kayseri'de 55 dk. ve dünkü 45 dk. ile Yobo'nun performansı üzerine şöyle veya böyle demek olmaz ama Bilica'nın bende yarattığı etki yetersiz oluşu.

savunmayı yererken Fenerbahçe'nin hücumunu ve potansiyelini övmek gerek. 6 maçta atılan 17 gol maç başına neredeyse 3 gol ortalama demek. tabi ki çok klasik olan "bu Kasımpaşa'ya 6 atsan ne olur" yorumları yapılır ancak 6 gole, sayıya takılmadan belki oyunculara bakmak, ilerisi için pozitif düşünmek gerek. bir kere Alex ile oynanan tek forvet pozisyonunda son transfer edilen 2 yabancı forvet Kezman ve Güiza ile yaşanan hayal kırıklığı ortada. bu zor pozisyona uyum sağlayabilecek, o yalnız rolü goller ile süsleyecek bir oyuncu aradı Fenerbahçe. ve şu ana kadarki performansı ile son tercih Niang ile mutlu olmalı. 5 lig maçında attığı 6 golden de öte saha içindeki görüntüsü ile biz seni arıyorduk dedirtiyor. burada Niang'ın iyi ve ihtiyaç duyulan forvet olması dışında bana göre şöyle de bir şansı var: Dia ve Stoch

Aykut Kocaman'ın bu planlı ve doğru transfer tercihleri Niang'ın bu gollerinin süreceğine işaret. kanatlardan oldukça efektif gelen Fenerbahçe merkezde sürekli hareket halinde olan ve doğru yerde pas bekleyen Niang'ı besledikçe "bu Kasımpaşa'ya 6 golü herkes atar" cümlesi gol sayısı ve rakip ismi değişerek devam edebilir. an itibariyle özellikle Beşiktaş maçıyla başlayan Aykut hocanın Dia tercihi verimini almış gözükmekte ve Dia giderek etkili olmaya başlamakta diyebilirim. Stoch ile Dia'nın aynı anda kanatların her ikisinde birlikte birer koz olarak çıkmaması için 6 yabancı sınırı üzerinde konuşulurken savunması iyi olmayan bu 2 oyuncuyla ve bir de Alex'in sahada oluşu ile zaaf yaşanabileceği de konuşulabilir bana göre. Dia ve Stoch aynı anda tabi ki oynayabilir ama bence bu 2 genç oyuncuya savunma öğretmek te gerekecektir. Alex dün akşam olduğu gibi maç içindeki performansından bağımsız rakip için her an çok büyük tehdittir ve tartışmasız çok önemli bir hücum silahıdır. değerini - katkısını tartışanlarla polemiğe girilmemesi gereken büyük oyuncudur. ancak Alex'in olduğu, forvette Niang ve kanatlarda aynı anda Dia & Stoch'un olduğu oyunu oynamak ta kolay değildir. bunu düşünmek gerek. orta sahada rakibe kaybetmemeyi bilmek gerek.

farklı skor güzel ama yenilen gollere dikkat etmeli. sonuç olarak, 6-2 kazanılan Kasımpaşa maçı Fenerbahçe için bir seriye başlangıç olmalı. ancak aynı zamanda da savunmasına dair problemlerin düzeltilmesi için de can sıkıcı bir ev ödevini yapmakla yükümlü.

1 yorum:

  1. Aykut Kocaman'ın bu sene yaptığı transfeler, önceki yıllara göre maliyet ve kalite açısından çok başarılı.
    Dia, Stoch ve Niang hücum anlamında Fenerbahçe'ye çok büyük katkılar yapabilirler ve görev aldıkları maçlarda yapıyorlar. Ancak anlaşılmaz bir şekilde geçen sene takıma önemli katkılar yapan oyuncular kötü performans sergiliyorlar.
    Geçen senenin büyük bölümünde bazı dalgalanmalara rağmen takıma katkı yapan Alex ve Blica bu yıl çok kötü oynuyorlar.
    Elbette Alex için yıllar geçiyor ve Bilica'da her zaman hata yapardı, ama bu yıl bunun ötesinde kötüler.
    Ve gelinen nokta, artık Bilica için çok geç. Alex ise 6 haftadır takıma ihanet edicek kadar kötü oynuyor. Geçen senede koşmazdı diyenlere özel olarak söylüyorum. Geçen yılın yarısı kadar oynasa idi, Avrupa'da devam ediyorduk, ligdede ikinci idik.
    Bu oyuncunun geçmişine bakarak onun üstüne Aykut Kocaman'ı eleştirenlere yazoyorum.
    Geçen seneden bir kaç maçta Alex'i izleyin.
    Son 5 yıldaki katkılarını asla unutmayacağız, ama bu yıl takımımızı sabote ediyor. Çünkü takımımızda onun şimdiki seviyesinin üstünde yıldızlar var. Geçen yılda Emre vardı ancak aldıkları roller çok farklı olduğu için, Emre'den yararlanıyordu. Şimdi Stoch, Niang ve Dia var. Fenerbahçe Alex'in rahatı kaçmasın diye Nobre'lerle devam edemez. Geldi Pier'den bayrağı aldı ve hizmet etti. Şimdi yardımcı ve tamamlayacı rolü kabul eder ve oynar. Yada yarttığı efsaneyi karalar.
    Aykut Kocaman.
    Paranın ve profesyonelliğin ötesinde,
    bizim gibi
    bizim gibi
    bizim gibi
    Fenerbahçeli.
    Dia 7 milyon euro, Stoch 5.5 milyon Euro, Niang 8 milyon Euro. Komisyonsuz temiz transferler.
    Popülerite ve para için değil,
    samimi ve Fenerbahçe için kararlar.
    Onun adı Aykut Kocaman.
    Kıskananlar, talihsizlikler, sakatlıklar ve yönetim engellemez ise,
    gelecek 5 yıl,
    yıllarca unutulmayacak efsane bir takım,
    efsane bir hoca
    izleyebiliriz.
    Fenerbahçenin bu potansiyeli var.
    Ve artık bu potansiyeli gerçek bir Fenerbahçeli yönetiyor.
    Onun adı Aykut Kocaman.
    Bu böyle biline...

    YanıtlaSil