28 Mayıs 2010 Cuma

Muhteşem Geri Dönüş!


Fenerbahçe ile Efes Pilsen arasındaki final serisinin 4.ncü maçı yine unutulmaz anlara sahne oldu. muhteşem bir geri dönüş performansı gösteren Fenerbahçe seride durumu 3-1'e getirdi ve biz salonda olanlar bunu yerinde görebildiğimiz, takımı arkadan alenen ittiğimizi bildiğimiz için çok mutluyuz.

maçla ilgili tribünden gözlemim şöyle;

Abdi İpekçi'de oynanan bir önceki maçın tam tersine oyuna istediği şekilde giremedi Fenerbahçe ve ilk çeyrekte skoru yakın tutabilmesine rağmen (17-19) 2.çeyrekten itibaren Efes Pilsen hücumlarına savunma direnci gösteremeyince fark yavaş yavaş açılmaya başladı ve devreye 10 sayı geride girdi (32-42).

3.çeyreğin ortalarına gelinirken fark Fenerbahçe aleyhine 17 sayıya kadar çıktı ve salonda herkes yanındaki arkadaşına bu maçın döneceğine dair hiçbir sinyal yok derken..? işte basketbol böyle bir oyun..hele de bir de evsahibi iseniz, size o muhteşem geri dönüşte fitili ateşleyecek taraftarınız güzel bir asist yapar, buna hazırdır! ve bu gerçekten önemli bir ayrıntı..nitekim maçın başı Fenerbahçe çatısı altında konuşabileceğimiz apayrı bir konunun protestoları ile geçerken -ki sürecin basketbol ile uzaktan yakından alakası olmadığı gibi, 1 gram faydası da olmamıştır- herşeyin tam tersine lehimize dönmeye başladığı 3.çeyrekten itibaren taraftarın oyuna konsantresi ve dolayısıyla katkısı karşılaştırılmalı..

3.çeyreğin ortalarında başlayan o geri dönüşte herkesin katkısı var ama 2 ismi öne çıkarmak istiyorum, Preldziç ve Greer. güzeller güzeli işler yaptılar ve Efes Pilsen'in umudunu kıran seri sayılar attılar.

bu galibiyet gerçekten çok önemliydi, bir önceki yazıda Fenerbahçe'nin bu şampiyonluğu çok istediğini yazmıştım, hala çok istiyor, sahadaki mücadele (şimdi aklıma son çeyrekte Preldziç'in dışarı çıkan topa uçması ve kaleci gibi sahaya çevirmesi geldi) bunu net gösteriyor.

geçen sezon 2-0'dan kaybedilen şampiyonluk demiştik ama 3-1, 2-0'dan çok farklı.

ve Efes'in gardı düştü bence..
şimdi sezonu şampiyonlukla bitirmek için 1 galibiyete ihtiyaç var.

2 yorum:

  1. Hiç ümidim yoktu, o kadar silik, isteksiz ve savunma direncinden yoksundu ki takım 3. çeyrekte peşpeşe atmaya başlamışken bile bu savunmayla dönmez diyordum.
    Vidmar'ın Rako'ya bloğu uyanışın işaretiydi bence.

    YanıtlaSil
  2. valla sen bana, ben sana yok bugün bu maçı döndüremeyiz diyorduk, ama ne dönüş!

    rakocevic'in vidmar'ın bloğu ile hayattan soğuması muhtemel..

    YanıtlaSil