14 Ocak 2012 Cumartesi

Gözyaşları Yetmiyor


Dün akşam bir başka büyüğüm, anneannem'in benzer rahatsızlık nedeniyle hastaneye kaldırıldığı haberini almış; iş çıkışı hastaneye gitmiştim. Yolda birşey okudum ama inanmak istemedim, kesin değildi hayır dedim, kapattım.

Anneannem için hastaneye geldim, onun o halsiz haline bakıp üzülürken ve iyi olmasını dilerken hastane odasında Lefter'i kaybettiğimizi öğrendim. Kapıya doğru uzaklaştım ama yok olmazdı orada kendimi tutmalıydım. Gece anneanneyi öpüp yanında annemi bırakıp eve döndüğümde televizyonda onu ve onun emek verdiği Fenerbahçe forması ile ilgili gerçekleri bir kez daha görünce saatlerce ağladım.

Hep aynı şeyi tekrar ediyoruz, sahada göremediğimiz, büyüklerimizin bize anlattığı o güzel insanı, Lefter'i çok ama çok seviyoruz. O Fenerbahçe'nin armasındaki beyazdı, çok sevdiğimiz çubuklu formanın anlamlarından biriydi. Türk futbolu ve Fenerbahçe'nin yıldızı gökteki yerini aldı.

Ben o hayatta iken yanına gidebilmiş şanslı kişilerdenim. 2010 yılının son günlerinde Lefter yine hastalıklarla boğuşur, onlara çalım ve goller atarken yanındaydım. Ziyaret sonrası buraya yazmışım ve dönüp baktığımda o güne geri dönmek istediğimi söylüyorum.

O'nun yanında olduğum zaman nasıl heyecanlandığımı, kalbimin nasıl hızla attığını, gözünün içine heyecanla bakarken ışığı görebildiğimde hissettiklerimi kalbime kazıdım.

Döktüğüm gözyaşları acımı anlatmaya yetmiyor ama sana söz veriyorum çubuklu forma bize emanet, taa ki bizler de senin yanına gelene kadar.

1 yorum: