23 Ocak 2011 Pazar

Antalya'da Kritik Galibiyet


Fenerbahçe sezonun ilk yarısını lider Trabzonspor'un 9 puan gerisinde tamamlarken henüz Türkiye Kupası'nda Buca ve Yeni Malatya mağlubiyetleri gerçekleşmemişti. Alınan bu mağlubiyetler ile kupadan gruptan çıkamadan elenmenin baskısı ligin 2. yarısı öncesi fazlasıyla hakim haldeydi. Sezon başında Avrupa kupalarına ön elemelerde veda etmenin üstüne Türkiye kupasından bu şekilde elenmek ve geriye kalan tek hedef olan lig şampiyonluğu için liderin 9 puan gerisinde olmak hatta arada bulunan 2. sıradaki Bursaspor'un da 4 puan gerisinde olmak Fenerbahçe'nin psikolojisini göstermesi açısından yeterince tatsız veriler olarak karşımızda.

Bütün bu yaşanan sıkıntıların ışığında sezonun 2. yarısına sert fikstürle başlayacak Fenerbahçe için geçilmesi gereken ilk ayak Antalya deplasmanı. Aynı gün maçın başlamasına yaklaşık 1 saat kala sonuçlanan maçta Trabzonspor'un kendi sahasında Ankaragücü ile 1-1 berabere kalarak puan kaybetmesi zor geçeceği tahmin edilebilen Antalya deplasmanı öncesi ufak bir heyecan yarattı. Antalya deplasmanı ardından gelecek maçın Kadıköy'de Trabzonspor ile olması aleyhte olan puan farkını kısa sürede eritmek için bir fırsat, kullanılması durumunda şampiyonluk yarışında yorumların renginin değişmesi için bir etken. Fakat bunların olabilmesi için öncelikle Antalya'yı yenebilmek gerekiyordu.

Maça başlayan ilk 11'leri gördüğümüzde Aykut Kocaman'ın sezonun ilk yarısında denemediği bir hamleyi sahada uygulama niyetinde olduğunu gördük. Semih ve Niang aynı anda başlıyorlar fakat Niang oyun düzeninde sol kanatta görev alıyordu. Niang'ın Marsilya'dan pek yabancı olmadığı kanat forvet oynama hamlesinin kötü bir fikir olmadığını söyleyebilirim. Önümüzdeki haftalarda bu tercihin sürdürülüp sürdürülmeyeceğinden emin değilim ancak Stoch / Dia ikilisinin bir türlü istikrar yakalayamadığı düşünülünce elde bir alternatif. Fakat rakiplerin hücümcu sağ kanatları karşısında yine de düşünülmesi gereken bir durum olmalı. Dün akşam ligde uzun aradan sonra sol bekte Andre Santos'un ilk 11 başlaması Caner'den alınamayan verim ve Aykut hoca ile arasındaki seviyor/sevmiyor gerginliğinin sol bulma ihtimali açısından pozitif değerlendirilebilir.

Maçın genelinin iki taraf için de dengede gittiğini söyleyebiliriz. Kalecilerin fazlasıyla öne çıktığı pozisyonların olmadığı, tehlikelerin genelde kale yakınından geçtiği bir maç oldu. Maçı Fenerbahçe'nin 1-0 kazanmasına neden olan golün Gökhan Gönül'ün fazlasıyla şık aşırtması ile gelmesi gecenin en güzel anıydı. Orta saha çizgisinde kendi alanından sürüklemeye başladığı top ile Antalya ceza sahasının dışına kadar gelip; rakibin de bir türlü uzaklaştıramaması sonucunda kariyerinin en güzel gollerinden birini attığını söyleyebiliriz. Belki de en güzelini..

Fenerbahçe'nin sezonun ilk yarısında yaşadığı en büyük sıkıntısı fazla sayıda ve kolay goller yemesiydi. Takım dün akşam Antalya'da buna belirli anlarda tehlikeler yaşansa da izin vermeyerek, Gökhan Gönül'ün o güzel golüne de sahip çıkarak kazanmasını bildi ve Trabzonspor'un evinde puan kaybettiği hafta Antalya'da çok kritik bir galibiyet aldı.

Oyunun genelinden ve maçın sonlarına doğru farkın 2'ye çıkmaması nedeniyle skoru korumanın verdiği gerginlikten rahatsız olanlar vardır muhtemelen ancak yazının başındaki kötü psikolojinin de önemli etken olduğu unutulmasın ve Fenerbahçe'nin 3-5 atmaktan ziyade "kazanmaya" ihtiyacının olduğu dikkate alınsın demek isterim.

Önümüzdeki hafta Kadıköy'de oynanacak Trabzonspor maçı da sıkılarak ta olsa acı çekerek te olsa kazanmanın şart olduğu bir maç. Sonuçta "kazanmak" çok önemli ve lig yarışındaki puan handikapının kısa sürede erimesi için Fenerbahçe'nin mücadele edip eninde sonunda kazanmayı bilmesi gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder