25 Eylül 2011 Pazar

Fenerbahçe Yolunda İlerliyor


Fenerbahçe Kayserispor deplasmanında 1-0 kazanarak 11 güne sıkıştırılmış 4 maçlık fikstürüne rest çekti ve size bunu uygun gördük diyenlere 10 puanı alırım dedi.

Bu sezon teknik-taktik konuşmama kararı aldım. Bu ligde Fenerbahçe'nin tek hedefi sürekli tekrarladığım gibi sen şikecisin diyen kendini bilmezlere sahada cevap vermek. Geride kalan 4 haftada takımın şike soruşturması nedeniyle kaybettiği kadro gücünün ve manevi yıpranmışlığın dışında ne kadar sakatı ve eksiği olduğunu da yazmayayım ama siz mutlaka onu gözetersiniz ve şu kazanılan 10 puanın gelecek için bizi nasıl daha da hırslandırdığını bilirsiniz.

Fenerbahçe forması her hafta Kadıköy'de veya memleketin bir yerinde deplasmanda terleyecek, Fenerbahçeli futbolcular alın teri nedir herkese gösterecek, temizlenen Türk futboluna ve onu temizleme iddiasındakilere sevgilerini gönderecekler.

Bizler ise halen yerimizde duramıyoruz, 3 Temmuz'dan beri isyan eden zihinlerimiz bu kez Fenerbahçe diye haykırmak için tribünlerde olmanın heyecanı içindeyiz ve 1 Ekim Cumartesi akşamını bekliyoruz.

22 Eylül 2011 Perşembe

Kenetlendik!


Fenerbahçe onurlu mücadelesine devam ediyor. Bu kez tarihe bambaşka bir güzellikte geçen bir gecenin ardından Kadıköy'de Manisaspor ile 1-1 berabere kalarak ama tüm dünyaya Fenerbahçe tutkusunun ne olduğunu göstererek.

Türkiye Futbol Federasyonu seyircisiz ceza olan maçlara kadınların ve 12 yaşından küçük kardeşlerimizin girmesine dair karar alırken bu kadar Fenerbahçeli kadın ve çocuğun stadı dolduracağını düşünmüyordu; bu konuda adım kadar eminim. Fakat, Fenerbahçeli olmayanlar anlamamakta ısrar ettikçe bu görüntüler kendilerini şaşırtacak, içlerinden dışarıya söyleyemediklerini söyletecek ve hatta kendilerini bu Fenerbahçe tutkusu, isyanına dair yine türlü bahaneler üretmeye zorlayacaklar.

Fenerbahçeli kadınların ve çocukların günün erken saatlerinden maç kuyruğuna girmesi, maça girebilmek için taşıdıkları heyecanı, son ana kadar stada girmek için çabaları ve maç boyunca gayet içten ve çoğu zaman hepimizin gözlerini yaşartan destekleri unutulmayacak.

Siz hala maçın bedava olmasından dolayı Kadıköy'ün bu kadar kalabalık olduğunu, aynı ceza durumunda kendinizin aynı kalabalığa ulaşacağını düşünün; Fenerbahçe kenetlendi haberiniz yok!

Türk futbolu temizleniyor ve siz bundan çok memnunsunuz ya, 40 bini aşkın temiz ve güzel yüreğin 90+4'te attığımız gole sevinmelerine dalga geçtiniz ya,

O gole çaldığınız ofsayt bayrağı da temizlediğiniz Türk futboluna armağan olsun!

17 Eylül 2011 Cumartesi

Fenerbahçe İsyan Ediyor!


Bu sezon maç yazısı yazmak istemiyorum çünkü bu sezona dair hislerim bugüne kadar olmadığı şekilde bambaşka. Onun yerine başka şeyler yazmak gerek.

Fenerbahçe'nin bu ligde oynamasını istemiyorum dedim ama madem oynuyor veya oynamak zorunda o halde 3 Temmuz'dan beri Fenerbahçe'yi ülkenin futboldaki tek suçlusu ilan edenleri, en acilinden idam sehpasına götürenleri, şikeci yaftası yapıştıranları, kendini tertemiz sanıp durumdan vazife çıkaranları, Şampiyonlar Ligi'ne gidemezsin ama benim ligimde oynamalısın diyenleri, şike soruşturmasında adı geçen ama armut piş ağzıma düş diyenleri, aklanın da gelin duruşuyla onlar ne yaparsa biz tersini yapmaya and içtik diyenleri fakat aklan(a)madan sahip çıkanları ve utanmadan bu operasyonun sadece bir şike operasyonu olduğunu savunanları sahadaki mücadelesiyle, aldığı galibiyetlerle yutkunmaya zorlamak, boğazlarına düğüm yapmak Fenerbahçe'nin boynunun borcudur, onur mücadelesidir!

Ligin ilk haftasında 1-0 kazanılan Orduspor maçından hemen 4 gün sonra Gaziantepspor deplasmanında 3-1 kazanmak Fenerbahçe futbol takımının isyanıdır. Bu isyan 34 hafta boyunca devam edecek, puan kaybederken de yenilirken de kesilmeyecek, girmeyi başarırsa tepeden inme kararla daha çok para kazanmak için uydurduğunuz play-off'unuzda da devam edecek.

Yukarıdaki fotoğrafın ve o andaki görüntünün neler anlattığının farkında mısınız?

Biz Alex'in çok gol sevincini gördük fakat yukarıdaki gibisini görmedik.

Size oradan nasıl gözüküyor?

13 Eylül 2011 Salı

1-0 Olsun, Bizim Olsun


Bu slogan veya ifade Fenerbahçe'nin 2011-2012 sezonunda imzası olsun.

Şampiyonlar Ligi'ne katılma hakkından men edilecek kadar suçlu ancak para çarkının dönmesi için vazgeçilmez olan Fenerbahçe temiz futbol hedefleyenlerin ligine başladı. Kadıköy'de seyircisiz oynama cezasının ilkinde taraftarının dışarıdan ses vererek desteklediği maçta Orduspor'u 1-0 ile geçmeyi başardı.

Gözünü para bürümüşlerin süper liginde tek hedef yeniden şampiyon olmak ve şampiyonluk kupasını futbolu temizleme iddiasındakilere doğru havaya kaldırmak.

Geçen sezon bileğinin hakkıyla şampiyon olan kadrodan çok önemli yabancılarını kaybeden ve yola daha mütevazi yabancıları ve yaşanan sürece isyan eden iyi yerli oyuncuları ile devam eden Fenerbahçe'nin para çarkının dönmesi için oynanan bu sezona dair sloganı bu olmalı;

1-0 olsun, bizim olsun

Şampiyon yine Fenerbahçe olsun!

6 Eylül 2011 Salı

İstemiyorum!


Ben, Fenerbahçe'nin bu ligde mücadele etmesini kesinlikle istemiyorum. Zorunda olsa da yönetim taraftar gibi duygusal davranamasa da bu ligde Fenerbahçe'nin mücadele etmesine karşı çıkıyorum.

Kağıt üstünde özerk ama gözler önünde maşa olan TFF'nin UEFA ile sırt sırta verip Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'nden men edilmeli ama para çarkının dönmesi, büyük abilerin cebine giren paranın eksilmemesi için kendi süper liglerinde olmalı kurnazlığına isyan ediyorum!

Fenerbahçe'nin CAS üzerinden UEFA ve TFF aleyhine dava açmasına karşı güç birliği yapacağına dair aleni sinyaller verenlerin art niyetli olduğunu söylemek bile çok fazla iyimserlik içerir. Bu art niyetten öte bir durum ve bu art niyetin ötesindeki durumu anlatmak için boşluk bıraktığım zaman araya fazlasıyla kötü sıfat girer!

Fakat, tarih tüm bu süreçte yapılanları, kapalı kapılar ardında konuşulup alınan kararları yazacak!

Süper liginize de, para hırsınıza da, çıkarlarınıza da lanet olsun!

Şunu da kirli hesaplar yaptığınız defterlerinize not edersiniz;

Fenerbahçe her nerede mücadele edecek olursa olsun biz sonuna kadar onun arkasında olur, sesimizle ona destek veririz, hiçbir zaman da yalnız bırakmayız!